7 Ekim 2010 Perşembe

swedish seeds sergi ve seminer

Dün yağmura ve yeterince süt sağamamama rağmen seminere gitmeyi başardım.
Önce Taşkışla yerine Maçkaya gittim, hiç moralimi bozmadım ne güzel gençlerle birlikte teleferik bekliyorum. Kızlara baktım, benim kızlar nasıl görünecek bu yaşta. Zayıf mı olacaklar şişman mı, alışveriş merkezinden aldıklarını mı giyecekler ikinci el mi, ne okuyacaklar ne yiyecekler diye düşünürken kendimi Taşkışla da buldum.
Herkes güzel hazırlanmıştı. İsveçliler çok hevesli ve heyecanlıydı. Hoş geldiniz konuşmaları gereksiz uzatılmadı.
Ne yazık ki ilk iki konuşmacıyı izleyip çıkmak zorunda kaldım.
İlk konuşmacı bir anaokulu öğretmeni. Sadece kendi ülkesindeki çocukları değil çok uzak ülkelerdekileri de çok iyi tanıyan bir öğretmen. Yaklaşık beş yıllık annelik eğitimimde hep eksik kaldığını düşündüğüm oyun üzerine konuştu. Zaman nasıl geçti anlamadım.
İkinci konuşmacı mimar ya da peysaj mimarıydı. Çocuk oyun alanlarıyla ilgili bilgi verdi. Dünyadan ve ülkesinden. Sunumu bitince bir soru geldi, neden sizin ülkenizde öyle bizde böyle diye. Düşündü kadın bu bizim kültürümüz, açık havada olmanın iyi birşey olduğuna inanan bir toplumuz dedi.

Evet bu da bizim kültürümüz, çocuklarımızı üşüyecek diye kat kat giydirip, dört duvarın içine hapsedip, bir dolu oyuncağı da önüne yığıp hadi oyna deyip bilgisayarın başında kahve yudumlamak.

Oysa çocuklarımızı alıp on dakikalığna da olsa dışarı çıkıp yürüsek ve sokakta gezen kedilerin, düşen yaprakların ve yerdeki at kestanelerinin tadını çıkarsak...
Soğuktan hasta olmak konusunda bu kadar hassas olan annelere, her ay düzenli ziyaret ettikleri çocuk doktorları açık havada egzersizin bağışıklık sistemini ne kadar olumlu desteklediğini hatırlatsa keşke..

Çıkışta arabayı almadığıma üzülsem de çevreyi daha az kirlettiğime sevindim.Ayaklarım  Çin Restoranındaki
açık büfeye doğru giderken on yıl önceki Banu olmadığımı, kafamda GDOlu mısırlar patatesler ve doymamış yağlar uçuşurken oradan zevk almak yerine eziyet çekerek kalkacağımı neyse ki farkettim. Gezi'de mütevazi bir salatayla hipoglisemik nefsimi köreltip, evime gitmek üzere Üsküdar motoruna bindim.